Evdeki Düşman Gerçek Hikayesi

Evdeki tehlikenin nedeni genellikle arka planda kalan bir gerçeklikle ilgilidir. Birçok insan, evlerinin güvenli bir yer olduğunu düşünür. Ancak maalesef birçok insan, evde güvende olmadığı için hayatlarını kaybediyor veya uğradıkları şiddet nedeniyle trajik sonlar yaşıyor. Evdeki düşmanın nedeni, aile içinde yaşanan şiddet, çocuk istismarı, hayvan istismarı, psikolojik şiddet ve ekonomik şiddet gibi faktörlerle ilgilidir. Bu önemli konunun farkındalığı arttığında, evlerimiz artık daha güvenli bir yer haline gelecektir.

Evdeki Düşman: Karı Koca Arasındaki Şiddet

Evdeki düşman arasında en sık karşılaşılanı, maalesef kadına uygulanan şiddet. Hem dünya çapında hem de ülkemizde oldukça yaygın olan bir sorun. Evler, kadınlar için güvenli limanlar olması gerekirken, ne yazık ki birçok kadın burada en çok şiddete maruz kaldığını bildirmişlerdir. Diyelim ki bir kadın eşine güvenip evleniyor, bu kadın sevgisini, sadakatini ve emeğini harcayarak evinde huzurlu bir yuva kurmayı hayal ediyor fakat kendisine uygulanan şiddet karşısında hayatının en büyük hatasını yaptığını düşünüyor. Evdeki kadına uygulanan şiddet, fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da kadınların travma yaşamasına ve fiziksel selamete zarar vermesine sebep olmaktadır.

Toplum olarak öncelikle evlerimizde kadınlarımıza ve çocuklarımıza yapılan şiddeti önlemeliyiz. Bunu sağlamak için kadına yönelik şiddetin normal olmadığını, şiddetin suç olduğunu, susmak yerine ses çıkarmak gerektiğini vurgulamalıyız. Mağdur kadınlara yardım elinin uzatılması ve koruyucu tedbirlerin alınması gerekmektedir. Huzurlu bir yaşam sürdürmek evin şiddetsiz olmasını gerektirir.

Kadına yapılan şiddetin türleri Kadına şiddeti önleme yöntemleri
Fiziksel şiddet Kadınları koruyan mevzuat düzenlemelerine uyulması
Psikolojik şiddet Toplumsal bilinçlendirme çalışmalarının yapılarak farkındalık yaratılması
Seksüel şiddet Şiddetin zararlarının anlatıldığı seminerler düzenlenmesi
Ekonomik şiddet Mağdurlara destek hizmetleri sunulması

Evdeki Düşman: Çocuk İstismarı

Evdeki düşmanlar sadece kadınlara yönelik fiziksel ya da psikolojik şiddet değildir. Maalesef, çocuk istismarı da evlerin içinde gerçekleşmektedir. Çocukların aileleri veya yakın akrabaları tarafından istismar edilmesi, evdeki tehlikenin en vahşi biçimidir.

Çocuklar şiddet ve istismar durumlarında sessiz kalma eğilimindedirler ve çoğu zaman kendilerine yapılan kötü muameleyi gizlemeye çalışırlar. Ancak, sızan sırların sayısı oldukça fazladır. Örneğin, bir çocuk öğretmenine kötü muamele edildiğinden bahseder ve bu bilgi, gerekli mercilere ulaşırsa, çocuk istismarı soruşturmalarına yol açabilir.

Çocukların aileleri tarafından yapılan şiddet ve istismara maruz kalmaları, genellikle uzun vadede ciddi psikolojik sorunlara neden olur. Aile içi şiddete tanık olan çocukların, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde de şiddete maruz kalma olasılıkları daha yüksektir. Bu aynı zamanda, ailenin şiddetinin yabancı kişilerin istismarından daha etkili olduğunun bir göstergesidir.

Çocuk istismarı, evdeki tehlike ile mücadele edilmesi gereken bir sorundur. Çocukları korumak ve evlerin güvenliğini artırmak için, istismarın belirtileri konusunda eğitimli olmak, çocuklara güvenli bir ortam sağlamak için gereklidir. Buna ek olarak, çocukları istismardan korumak için, aile bireyleri arasında açık bir iletişim kanalı kurmak, çocukların kendilerine yardım etmek için kimle iletişim kuracaklarını bilmesi önemlidir.

Çocukların Gizleyemediği Sırlar:

Çocuklar genellikle yaşadıkları şiddet ve istismar durumlarını gizlemeye çalışırlar. Ancak bazı belirtiler bu durumları fark etmemizi sağlar. Örneğin çocukların okul başarısı düşebilir, sık sık hastalanabilir veya kilo kaybı yaşayabilirler. Ayrıca çocukların davranışlarında ani değişikliklere de dikkat edilmelidir.

Birçok çocuk, kendilerine yapılan kötü muameleyi anlatmaya korkar veya utanır. Çocuklar aileleri tarafından sevilme ve kabul görme arzusuyla da sessiz kalabilirler. Şiddet ve istismarın mağduru olan çocukların psikolojileri de olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle yetişkinler olarak çocukların iç dünyalarına erişmeye çalışmalı, kendilerini ifade etmeleri için güvenli bir ortam yaratmalıyız.

  • Okul veya evde anlatmak istemeyen çocuklar için yardımcı kuruluşlarla iletişime geçilmeli,
  • Şiddet veya istismar hakkında konuşmak için çocuklara zaman verilmeli,
  • Çocukların yanında kalıcı bir etki bırakabilecek kelimeler kullanmamalı ve
  • Çocukların anlatımlarını kesmeden dinlememiz gerektiğini unutmamalıyız.

Böylece çocuklar yaşadıkları kötü durumları bizimle paylaşabilir ve onlara destek olabiliriz.

Ailenin Şiddeti:

Aile içinde yaşanan şiddet, özellikle çocuklar üzerinde kalıcı etkilere neden olabilir. Çocukların ebeveynleri arasındaki şiddete maruz kalmaları, ilerleyen süreçte çocukların kendilerine ve başkalarına karşı şiddet uygulama eğilimlerini artırabilir. Araştırmalar, çocukların şiddet içeren ortamlarda büyüdüklerinde, öfke kontrolü problemleri yaşadıklarını ve kendilerine zarar verme, intihar, okulda başarısızlık ya da sosyal problemler gibi sonuçlara yol açabilecek davranışsal sorunlar yaşayabileceklerini gösteriyor.

Ayrıca, çocukların ebeveynleri arasındaki şiddetin, çocukların sağlık durumu üzerinde de olumsuz etkileri olabilir. Stres ve kaygı, bağışıklık sistemi sorunları, uyku bozuklukları gibi sorunlara yol açabilecek olan aile içindeki şiddet, çocukların sağlıklı gelişimini engelleyebilir. Mutlu, sevgi dolu bir şekilde büyümek için sağlıklı bir aile ortamının önemi büyüktür.

Çocukların ebeveynlerinden şiddet görenlerin, yetişkin olduklarında bile yaşamları boyunca etkilenme ihtimalleri vardır. Bu nedenle, ailelerin şiddet içermeyen bir ortam yaratmak için çaba göstermeleri ve çocukların korunmasını sağlamaları önemlidir.

Tanıdık Düşman:

Aile içi şiddet konusu, sıklıkla yabancıların gerçekleştirdiği şiddetle karşılaştırılır, ancak gerçek şu ki, en yaygın şiddet şekli tanıdık kişiler tarafından gerçekleştirilen şiddettir. Aile içi istismarın, tanıdık kişiler tarafından yapılan istismardan daha fazla etkili olması da bundan kaynaklanmaktadır. Yakın aile üyelerinin ya da arkadaşların içindeki kötü davranışlar, bir kişinin güvenini zedeleyebilir ve uzun vadeli hasarlara neden olabilir. Maalesef bu durumlar, birçok kişi tarafından rapor edilmez veya kayda geçirilmez. Aile içi şiddetin ve istismarın farkındalığını artırmak, bu duruma karşı mücadelenin en önemli adımıdır.

Evdeki Düşman: Hayvan İstismarı

Evdeki düşmanın sadece insanlarla sınırlı olmadığına dikkat çekmek gerekiyor. Hayvanların ev içindeki istismar durumu da büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Maalesef, evdeki tehlikelerden biri de hayvanların maruz kaldığı çeşitli istismar türleridir. Bu istismar türleri arasında fiziksel istismar, yetersiz beslenme, ihmal, duygusal istismar ve cinsel istismar yer alır. Bu durum, evde yaşayan herkes için bir tehlike oluşturmaktadır. Çocuklar, hayvanların istismarına tanık olmaları durumunda zihinsel sağlıklarını riske atmakta ve gelecekte kendileri de aynı davranışları sergileme ihtimalleri artmaktadır.

Hayvanların evlerde istismara uğraması, evdeki diğer tehlikelerle birleştiğinde ciddi bir tehlike yaratmaktadır. Hayvan severlerin hayatları her zaman tehlike altındadır ve evde yaşayan herkesten destek almaları gerekmektedir. Hayvan istismarı, yasal olarak kabul edilemez ve şiddet uygulayanlar hakkında kanun tarafından gereken cezalar verilmelidir. Hayvanlara karşı şiddet gösteren insanların neden bu şekilde davrandığına dair araştırmalar yapılmalı ve bu davranışların önüne geçmek için gerekli önlemler alınmalıdır.

Evdeki Düşman: Psikolojik Şiddet

Evde yaşanan şiddetin en az fiziksel şiddet kadar zararlı bir türü de psikolojik şiddettir. Bu tür şiddet genellikle sözler, davranışlar ve manipülasyon yoluyla gerçekleşir. Psikolojik şiddetin bazı nedenleri arasında güç ve kontrol arzusu, kıskançlık, öfke ve korku gibi duygusal faktörler yer alır. Bu tür şiddet aynı zamanda manipülasyon ve izolasyon, yani kişinin kendisini yalnız ve güçsüz hissetmesi için yapılan davranışlar da içerebilir.

Psişik şiddet, şiddeti yaşayan kişide bir dizi olumsuz etkiye neden olabilir. Bu etkiler arasında kaygı, depresyon, düşük özgüven, intihar düşünceleri, sosyal izolasyon ve kişilik bozuklukları yer alabilir. Ayrıca, çocuklar psikolojik şiddete maruz kalmış ebeveynleriyle bir arada yaşadıklarında, bu durum onların üzerinde de ciddi, kalıcı etkiler bırakabilir.

Psikolojik şiddetin bir alt türü olarak kabul edilen ekonomik şiddet, kişinin maddi kaynaklara erişimini kısıtlama ya da kontrol etme şeklindedir. Bu tür şiddet genellikle bir eşin, diğer eşin para harcama alışkanlıklarını kontrol etmek için kullanılır ve bu da mağdur kişinin bağımsızlığına ve özgürlüğüne zarar verebilir.

Bir diğer psikolojik şiddet türü, manipülasyon ve izolasyondur. Bu tür şiddetin kurbanı, kendisini yalnız, güçsüz ve bağımlı hisseder. Manipülasyon, zihinsel olarak karşı tarafa baskı kurarak yaptırmak istediklerini yaptırmak için kullanılırken, izolasyon kurbanın sosyal çevresinden soyutlanarak yalnızlık duygusuna iter.

Ekonomik Şiddet:

Evdeki tehlikenin bir diğer yüzü ise ekonomik şiddet. Bu tür şiddet, kadınların ev içinde baskıya maruz kalmasına ve birçok yoksunluğa neden olur. Genellikle aile içindeki erkekler tarafından uygulanan ekonomik şiddet türleri, kadınların maddi kaynaklarına erişimlerini engelleme, para harcama konusunda sürekli kısıtlamalar getirme, finansal sorumluluklarını almayarak kadınları maddi açıdan yük altında bırakma veya çocukların ihtiyaçlarını gidermede sürekli olarak yetersiz kalmak gibi durumlardır. Bu tür şiddetin sonuçları arasında evdeki kadınların yoksulluk, güçsüzlük ve çaresizlik hissi gibi psikolojik sorunlar yaşaması, sağlık problemleri ile karşı karşıya kalmaları gibi problemler yer alır.

  • Kurumsal destek ile kadınların ekonomik bağımsızlığı sağlanabilir.
  • Maddi kaynakların şiddet uygulanan kadınların kullanımına açılması için destek programları hazırlanabilir.
  • Ekonomik şiddetin toplumsal olarak kabul edilmemesi için farkındalık yaratan kampanyalar düzenlenebilir.

Kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanmaları ve aile içinde güçlü bir yapı oluşturabilmeleri için ekonomik şiddetle mücadele çok önemlidir.

Manipülasyon ve İzolasyon:

Manipülasyon ve izolasyon, psikolojik şiddetin en yaygın türlerinden biridir ve uzun vadede ciddi sonuçlara neden olabilir. Manipülasyon, bir kişinin diğerini kontrol etmek için kullanabileceği psikolojik taktikleri içerir. Örneğin, bir kişi sürekli olarak diğerine yalan söyleyebilir, korkutabilir, tehdit edebilir veya suçlamalar yapabilir. Bu davranışlar, mağduru kontrol altında tutmak ve onu güçsüz hissettirmek için kullanılır.

İzolasyon ise, kişinin diğer insanlarla olan bağlantılarının kısıtlanmasıdır. Bir kişi, diğerini arkadaşlarından veya ailesinden uzaklaştırmak, sosyal aktivitelere katılmalarını engellemek veya diğerini yalnız bırakmak için manipülasyon kullanabilir. Bu tür izolasyon, mağdurun kendine güvenini zayıflatır ve onu savunmasız hale getirir.

Manipülasyon ve izolasyonun uzun vadede birçok olumsuz etkisi olabilir. Mağdur, güven, öz saygı ve depresyon gibi psikolojik sorunlarla mücadele edebilir. Ayrıca, fiziksel sağlık sorunları da ortaya çıkabilir. Bu nedenle, manipülasyon ve izolasyon gibi psikolojik şiddet türlerini tanımak ve ona maruz kalan insanlarla destek sağlamak önemlidir.

Evdeki Düşman: Nedenleri ve Çözümleri

Evdeki tehlike söz konusu olduğunda, nedenlerini anlamak çözümleri bulmak için önemlidir. Evdeki şiddet ve istismar, toplumsal ve kültürel nedenlerden kaynaklanabilir. Örneğin, kadına yönelik şiddet evdeki güç dengesizliğinden kaynaklanabilir. Ekonomik baskı da bu dengesizlikleri artırabilir. Çocuk istismarı da, aile içindeki gizlilik ve koruma duygusunda yatır. Evdeki hayvan istismarı ise insanların kontrolü kaybettiği durumlarda yaşanabilir.

Çözümler olarak, hem kişisel hem de toplumsal olarak adımlar atılabilir. Evdeki şiddet ve istismarı önlemek için, insanlar bilinçlendirilmeli ve konuşulmaya teşvik edilmelidir. Yardım ve destek kaynakları mevcut olduğunu bilmek, herhangi bir acil durumda eldeki ilk seçenek olabilir. Ayrıca, toplumsal ve kültürel faktörler üzerinde çalışılabilir. Toplumun bütünü, evdeki şiddetin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini bilmelidir.

Kültürel ve Toplumsal Nedenler:

Evdeki tehlikelerin kökeninde yatan sorunlardan biri, kadına şiddet gibi toplumsal bir sorunun ev içinde de devam etmesidir. Toplumsal rollerdeki farklılıklar, cinsiyet eşitsizliği, aile içi ilişkilerdeki yetersizlikler bu soruna zemin hazırlar. Toplumda yer alan cinsiyetçi söylemler, kadınların toplumdaki yerini sınırlandırarak, onları baskı altında hissettirir. Bu baskı kadınların aile hayatlarında da devam ederek, fiziksel veya psikolojik şiddet gibi evdeki tehlikelere neden olur. Ayrıca toplumda yer alan öğretiler ve inançlar da bu soruna katkı sağlar. Örneğin erkeğin gücüne dayalı olduğu düşüncesi, kadının aile içindeki durumunu olumsuz etkiler. Bu nedenlerle evdeki tehlikelerin kökenindeki toplumsal ve kültürel faktörler, dikkate alınarak, bu soruna karşı yapılacak mücadelede stratejiler geliştirilmelidir.

Çözümler:

Evdeki tehlikelerle mücadele etmek, aile içi şiddeti önlemek için bazı öneriler ve destek kaynakları bulunmaktadır. Öncelikle, şiddetin kabul edilemez olduğunu bilmek ve şiddeti önlemek için adım atmak gereklidir. Şiddete maruz kalan kişiler, 155 Polis İmdat hattı veya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ALO 183 hattını arayabilirler. Şiddetin önlenmesi, aile içinde sağlıklı ilişkilerin oluşturulması, aile içinde iletişim ve saygının artırılması ile mümkündür. Ayrıca, psikolojik destek için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı kadın sığınma evleri ve danışmanlık merkezleri de bulunmaktadır. Bu merkezlerde şiddet gören kişilere ücretsiz olarak hukuki, psikolojik, sosyal ve ekonomik destek sağlanmaktadır.

Yorum yapın